Güneş usulca odayı aydınlatmaya başlamıştı. Saatin kaç olduğunu umursamayan kadın sırt üstü yatmış tavanı seyrediyordu. Kalkmak hiç istemiyordu. “Başka bir şey istiyor muyum?” diye zihnini yokladı.
- “Hayır yok!” diye mırıldandı kendi kendine…
O sırada beş yaşındaki kızı, kadının yanına gelip üzerine atladı. Kadını yanağından öptü ve bir şeyler söyledi. Ancak kadın duymazdan geldi. Küçük kız birkaç kez daha deneme yaptı, fakat kadın hâlâ tavana bakmaya devam ediyordu. Kız, kadının üzerinden kalktı ve hızla odasına gitti. Masasına oturdu ve hızlıca bir şey çizdi, boyadı ve kesti. Ardından koşarak annesinin yanına tekrar geldi. Kız, kadının kalbinin üstüne büyük bir kâğıt yapıştırdı. Annesi şaşkın bir şekilde, "Bu ne, kızım?" diye sordu şaşkınlıkla.
Kız, annesine "Bunu sana yaptım, anne. Seni çok seviyorum" dedikten sonra odadan çıktı. Kadın şokun etkisiyle kızına hiçbir şey diyemedi.. Kendisine gelmek için banyoya gidip yüzünü yıkadı. O sırada aynada kâğıdı fark etti; kızı kalbinin üstüne kocaman kırmızı bir kalp çizmişti. Kadının gözleri dolu doluydu.
Hayatta ne yapması gerektiğini bir türlü bulamıyordu. Nerede hata yaptığını, neden içinden bir şeyler yapma isteğinin gelmediğini, bir türlü mutlu olamadığını sorguladı.
Odasında oyuncak ayısıyla oynayan kız aniden annesinin yanına koştu ve kalbini göğsünden çıkararak ayısına yapıştırdı. Hızlıca "Bu süreli bir kalp, anne" dedi. Kadın şaşkınlık içinde kaldı. Kitlenmiş öylece kızının karşısında duruyordu.
Kendi kalbi zaten süreli değil miydi? Onu da gelip almayacaklar mıydı? Dış dünya beklentileri onu bu gerçekten uzaklaştırmış, iç dünyasını karartmış ve neredeyse bir oyuncak ayıya dönüştürmüştü. Kadının kalbinin bir süresi vardı çünkü bu dünyada her şey geçiciydi. Zamanını tavana bakmakla, insanların onu fark etmesini beklemekle mi harcayacaktı? Hayır, beklenti tuzağından kurtulmalı, kimseden beklemeden kendisi çabalayarak mutlu olmasını öğrenmeliydi.
Kızı kadının kalbine tohumlar ekmişti. Tam kalbinin yanına; "süreyi unutma, beklentin sadece kendinden olsun, her şey gelip geçici" diye. İlk filizlerin çıkması bile onun mutluluğa adım atmasına yetecekti. Oyuncak ayının yanına oturup kızıyla oynamaya başlamak, bu filizleri büyütmek için gereken çok keyifli bir bedel diye düşündü. Bu bedel, onu oyuncak ayının önüne geçirmişti. Kızı kocaman bir gülümsemeyle karşılık verdi ve iç dünyasındaki ilk tohumu filizlendirmişti.
Kızı kalbi ayıdan tekrar söküp annesine yapıştırdı. Süresi tekrar başlamıştı...
25 Yorumlar
Geçiciliği reddetmeye meyilliyiz çünkü yaptığımız siyahlıklardan vazgeçmek istemiyoruz
YanıtlaSilGeçiciliği reddetmeye meyilliyiz çünkü yaptığımız siyahlıklardan vazgeçmek istemiyoruz
YanıtlaSilÇok anlamlı bir yazı olmuş.
YanıtlaSilDış dünyadan beklenti insanı mutsuzluğa iterken, aynı zamanda'da insnın motivasyonunu düşürüyor.
Ahhh!!!
YanıtlaSilOkurken kalbim acıdı...
İnsanın sahip olduğu tek şey zaman en kolay harcadığı ,kıymetini bilmediği de yine zaman...
Zamanla her şey geçmiyor geçen tek şey zaman...
Oysa ömrün bir kotası var.Süremiz sınırsız değil...
Duymaya hakedişi varsa bazen bir çocuğun kurduğu bir cümleyle de insanın uyanışı başlayabiliyor.
Süreli kalbimizin olduğu süreli bir dünyayı sürekli zannediyoruz maalesef. Asansör gibi değil mi bu dünya. Gideceğimiz katın düğmesine basıp asansör durunca bizde ineceğiz. Oysa o asansöre iran halısı ile kristal avizeler asmaya kalkıyoruz.
YanıtlaSilSüreli kalp güzel bir metafor olmuş, ellerinize sağlık.
Evet süresi olan ama sürenin sonunun bilinmediği bir süreçtti aslında bu. Kalanın geçenden azmı, çokmu olduğunun bilinmediği bir süreç. Fakat kesinlikle kalanın geçenden daha değerli olduğu bir zaman dilimi. Karanlık bir tünelin, sonundaki ışık gibi olmaya başlamıştı artık o boş bakışlar. Ne zaman düşeceği belli olmayan o ışık , bir kıvılcım gibi çakmıştı o yürekte de, küçücük kızın ellerinden çıkan o kalp sayesinde. Evet her şeyin bir süresi vardı bu hayatta ve kalan geçenden azsa, gene azlar çok daha kıymetli olmalıydı aslında......
YanıtlaSilSüreli olan hersey cok kıymetli.İnsan ona neden bu sürenin verildiğini unutmamalı.
YanıtlaSilİnsan çoğu zaman etrafındakilerin kıymetini bilmiyor. Keşke bilsek…
YanıtlaSilHayatta ne yapması gerektiğini bir türlü bulamıyordu. Nerede hata yaptığını, neden içinden bir şeyler yapma isteğinin gelmediğini, bir türlü mutlu olamadığını sorguladı.… çünkü yanlış kapıdan girmişti girdiği kapı bir amaca sahip değildi…
YanıtlaSilDüşünüp öğüt alacak kimsenin, düşünüp öğüt alabileceği kadar süre verilen bu dünyada, düşünüp öğüt alınabilecek sadelikte bir yazı olmuş.
YanıtlaSilElinize sağlık:)
Çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık sanki gerçek bir hikayede alınmış gibi
YanıtlaSilDunyanin Geçici olduğunu kabul edebilmeyi keşke insan
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı elinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı insanı birebir anlatıyor
YanıtlaSilÜzücü ama sıklıkla karşılaşılan bir durum... İnsan beklentisini yönetebildiği kadar mutlu oluyor bu hayatta. Sonuçlara üzülmekle vakit kaybetmemek gerek. İç dünyasından bekleyenlerden olmak temennisiyle...
YanıtlaSilYazanın kalemine sağlık çok güzel bir yazı
YanıtlaSilSonuca odaklanan kişi, sonuçtan bağımsız olarak süreci stresli ve gergin geçiriyor. Eğer sonuç da beklentisinin altında gerçekleşirse bu kez hüzün ve boşvermişlik çöküyor üzerine.
YanıtlaSilŞu geçici ve bizim için sürenin ne zaman biteceğini bilmememize rağmen kalıcı olmaya çalışmaktan alıkoyamıyoruz kendimizi. Bilincimiz açarak farkında olabiliriz inşallah
YanıtlaSilHer cenazede hatırladığımız bu muhasebeyi, bazen de başka şekillerde farkettiriyor hayat. Hayatımızda çoğu zaman unutmamak güzel olurdu. Zannederim mutluluk daha kolay gelebilir bize
YanıtlaSilHerşey geçer ve herşey biter…
YanıtlaSilÖnemli olan geçen hayat nasıl geçti…
Öze güvenmek ve beklentiyi ,tüm beklentileri karşılayabilecek olana yönelmek…
Kalbi koyduğumuz yer ona en çok değeri verecek yer olması önemli…
Süre ne çok şey anlatiyor oysa ki ?
YanıtlaSilHayattan keyif almayı bilmek diye bir söz vardır, dilimize pelesenk olmuş. Evet kadın hayattan keyif almıyor veya alamıyor. Çünkü kayif almayı bilmiyor. Bu insanın kendisi ile ilgili, aslında yalnızca kendisi yapabilir. O zaman kendimizden bakmalı ve kendimizden başlamalıyız ki hayatımıza da geçirebilelim
YanıtlaSilİnsanı öne geçiren şey: bedelleri... Teşekkürler bunu hatırlattığınız için.
YanıtlaSilElinizi kalbinizin üzerine koyun kalbinizin saniyelerinin geriye doğru aktığını fark edeceksiniz… Hala süremiz varsa hiçbir şey için geç değil. Teşekkürler çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilİnsan küçücük bir kızdan bile hayatın geçici olduğunu öğrenebiliyor. Ne mutlu bunu fark edip harekete geçenlere
YanıtlaSil