Yağmur damlaları toprağa düştüğü andan itibaren aşağıya doğru süzüldükçe yerin katmanlarından geçerek temizlenir. Doğal bir filtreden geçer ve yer altı suyuna ulaşır. Bir su ne kadar derinden çıkarsa o kadar kaliteli ve lezzetli olur. Yüzeye yakın yerden çıkan suyun kokusu olur, içilemez. Evlerimizde kullandığımız arıtma sistemi de doğal filtrelemenin sistemleştirilmiş halidir. Doğadan yapılan bir deneyim transferidir aslında. Arıtmadan geçen suyun içerisinde ki kum, çakıllar ve zararlı maddeler ayrışır. Böylelikle su içilebilir hale gelir. Suyu içilemez yapan suyun kendisi değil, içerisinde ki zararlı maddelerdir.
İnsanı da kötü yapan şey insanın kendisi değil, insanın konumudur. Yani insanın kazandığı kötü davranış ve alışkanlıklardır. Onlardan ayrışınca insanın kalitesi ve lezzeti ortaya çıkmaya başlar.
Bir yığıntı içerisinde moloz, taş, kuru yaprak, kum vardır. Kuma ihtiyaç varsa o yığıntıdan kum filtrelenerek ayrıştırılır. Önce iri delikli elekle elenir. Moloz ve iri taşlar dışarıda kalır. Sonra daha ince delikli elekle elenir. Daha küçük taşlar dışarıda kalır. En son en ince delikli elekle elenir. İnce taşlarda dışarıda kalır. Kum artık o yığıntıdan ayrışmıştır. En ince işlerde kullanılabilir.
Bir aracın hava filtresi tıkanırsa, filtreleyemez ve havayı ayrıştıramaz. Böylelikle çekiş gücü zayıflar. Motor zorlanır, fazla yakıt tüketir. Tozu ayrıştırıp dışarda tutabildiğinde performans artar, yakıt tüketimi düşer.
Ses yığıntısı içerisinde duyacağı seslere filtre koyabilmedir. Dedikodu ve boş sözleri dışarıda bırakırsa faydalı ve güzel olana kulak açabilir. His yığıntıları içerisinde, gereksiz bir şey için açlık oluşabilir. Alacağı hislere filtre koyabilmelidir ki olumlu hisleri alıp olumsuz hislerden uzak kalabilsin.
Yiyeceği şeylerde de doğal olanı doğal olmayandan ayrıştırabilmelidir. Bulması zor ve maliyetli olsa da doğaldan ödün vermemesi gerekir. Bunu yapabilir sen insan gördüklerinde, duyduklarında, hissettiklerinde, yediklerinde ki kaliteye, lezzete ve şifaya ulaşabilir. Daha az tüketerek hayatta daha çok performans sergileyebilir.
İçerisinde bulunduğumuz dönemde televizyon, internet gibi iletişim araçları ile bir bilgi yığıntısı var. Aradığımız şeyle ilgili internette karşımıza birçok bilgi çıkıyor. Günümüzde bilgi eksikliği yok, bilgi kirliliği var. Aynı konuda farklı birçok görüş, yazı, bilimsel makale var. Bir kişi bir şey söylüyor, başka biri zıttı olan başka bir şey, diğeri bambaşka… Doğru ve yanlış, gerçek ve sahte hepsi iç içe geçmiş… Durum böyle olunca insanlar gerçeği bulmakta zorlanıyor. Herkesin kendine, kendince edindiği gerçeklik dönemi haline geliyor.
İnsanların kendi gerçekleri olabiliyor. İnsanlar kendine gerçeklikler de edinebilir. Problem şu ki sahip olunan bilginin ne kadar gerçek olduğunu gösterir? Bunun delili nedir, nasıl ayrıştırabilir?
Hindistan’da kişi kendine ineği kutsal edinmiş. Bu onun gerçeği, ama
bu ne kadar gerçek? Tıpkı bunun gibi…
Etrafımızda sık sık duyarız…
Benim gerçeğim bu…
Benim gerçeğim ama gerçekte bu ne kadar gerçek. Delilleriyle açıklanamayan gerçeklik ne kadar gerçek olabilir ki…
Bence ticaret…
Bence evlilik…
Bence ilişkiler…
Bence çocuk yetiştirme…
Bence devlet yönetimi…
Bence kişisel gelişim…
Bence kilo verme…
Bence…
Bence…
Oluşan bence yığıntılarının arasından, gerçek olanı sahte olandan filtreleme ihtiyacı doğuyor. Deneyimsel Tasarım Öğretisi de bilgiyi filtrelerden geçirerek bu ayrışmayı sağlıyor. İç içe geçmiş;
Tutarlı olanı, tutarsız olandan
Faydalı olanı, zararlı olandan
Anlaşılabilir olanı, karmaşık olandan
Uygulanabilir olanı, uygulanabilirlikten uzak olandan ayrıştırıyor.
Bu filtrelerin birinden geçemeyen bilgi müfredatına alınmıyor.
Gerçekte ticaret…
Gerçekte evlilik…
Gerçekte ilişkiler…
Gerçekte çocuk yetiştirme…
Gerçekte devlet yönetimi…
Gerçekte kişisel gelişim…
Gerçekte kilo verme…
Gerçekte…
Gerçekte…
Bilgi de kirden ayrışınca, bence dışarıda kalınca, herkes için geçerli olan gerçek açığa çıkıyor. Bilgideki kalite, lezzet ve şifa ortaya çıkıyor. O bilgiyle daha az zaman ve maliyetle daha çok performans ve yol alınabilir hale geliyor.
Gerçek bilgilere ulaşmak için seminerlerimize katılabilirsiniz.
11 Yorumlar
Çok güzel ifade edilmiş, insanın algılarken bir denetleme filtreleme sistemine ihtiyacı olduğunu..
YanıtlaSilçok faydalı bir bilgi : Eğer filtre kullanılmazsa hayattaki lezzetler ve tatlar alınamaz
YanıtlaSilGerçekten o kadar çok sahte bilgi var ki insanda daha güçlü bir filitreme olmali denetim olmalı teşekkürler
YanıtlaSilDoğadan ne kadar güzel örnekler verilmiş elinize sağlık…
YanıtlaSilYüreğinize sağlık. Gerçekten güzel bir yazı
YanıtlaSilGünümüzde insanların çoğu kendi dünyalarında ki ya da kültürlerinde ki gerçeklere göre yaşıyor. Ya atalarının kültürü yanlışsa.
YanıtlaSilİnsan gerçeğe uygun yaşamadan bu hayatta mutlu olamıyor.
Gerçeğe göre filtreleme yapınca
yaşam daha sade ve kolay oluyor.
Bize gerçekleri öğreten ve tavsiye eden öğreti Deneyimsel Tasarım öğretisidir.
Beyaz niyet,beyaz üretim,beyaz yere ödenilen bedel bizim gerçeye ulaşmamıza geden bir yoldur
YanıtlaSilBencelerle dolu, gelişigüzel yaşıyoruz, gerçeklerden uzak, ayristiramadan.
YanıtlaSilSon zamanlarda okuduğum çok iyi filtrelenmiş bir yazı.Elinize Sağlık
YanıtlaSilDoğru filtrelemenin nasıl yapılacağını ve gerçeğe nasıl ulaşabileceğimiz anlatan bu yazı için teşekkürler
YanıtlaSilİnsan gerçeği sahteden ayrıştırmak için o kadar mücadele veriyor. Ama gerçek arkadaşı, gerçek ilişkiyi, gerçek iletişimi bir türlü ayrıştıramıyor. Ne kadar da güzel anlatmışınız.
YanıtlaSil